Salgın Döneminde Bireysel Öğrenmenin Önemi

Son zamanlarda salgın önlemleri kapsamında Eğitim ve öğretimde uzaktan eğitim sistemine geçiş yapmamız bireysel öğrenme  ve bireyselleştirilmiş öğrenme süreçlerinin önemini artırmıştır. Online eğitim sürecinde eğitimcileri en çok endişelendiren durum öğrenciler arasında heterojenliğin artmasıdır. Yüz yüze eğitimdeki program bir sınıfın ortalama başarısı alınarak ilerlerken online eğitimde ise online eğitime katılan ve katılmayan;  online eğitime katılan motivasyonu yüksek öğrenci ve online eğitime katılmayan düşük motivasyonlu öğrenciler arasında derin öğrenme farklılığı oluşmasına neden olacaktır.  Sarmal eğitim programı dediğimiz biri diğerini destekleyen öğrenme kazanımları  online eğitime katılan öğrencilerde bir üst sınıfta işini hayli kolaylaştırırken katılmayanda ise eksiklikler oluşturacaktır.

Bu eksik ve aksaklıkların yaşanmaması için eğitimciler ve aileler bu süreçte bireysel öğrenme faaliyetlerine ağırlık vermeleri gerekir. Eğitimciler öğrencilerine bilgiyi öğretme yerine öğrenmeyi öğretmesi gerekirken başka bir tabirle öğrencilerine etkin bir rehberlikle balık verme yerine balık tutmasını öğretmesi gerektirirken aileler ise çocuklarına evlerinde bireysel öğrenme alanları oluşturması gerekir. Günümüz teknolojinin gelişmesi ile beraber bilgisayar ve internet tabanlı öğrenmenin her ders özelinde öğrencilere sunulması gerekmektedir.  Başta EBA olmak üzere öğrencilerin bilgiye ulaşma kanallarını sunmak gerekir. Aileler öğrenci motivasyonunu üst düzeye çıkarıp öğrencileri öğrenme için harekete geçirecek faaliyetlerde bulunması gerekir.  Yüz yüze eğitimde okula gitmeyen öğrenci aile tarafından nasıl takibi yapılırken online eğitime katılmayan öğrenciler de aynı şekilde baskı ve zorlama olmadan teşvik edilmesi gerekir. Online eğitim imkanı olmayan öğrenciler ise basılı kaynaklar ile evde bir program dahilinde öğrenme eksikliklerini tamamlaması gerekir. Aksi durumda salgın dönemi eğitim öğretimden kopan öğrencilerimiz olabilirken bu çocuğun bütün yaşamını etkileyecek olumsuzluklar oluşturabilir.

Özelikle merkezi sınavlara hazırlanan öğrencilerimiz hiçbir zaman unutmaması gerekir ki sınavda çıkacak sorular bireysel öğrenme programı dikkate alınarak hazırlanacaktır. Son zamanlarda yeni nesil sorularda da görüldüğü gibi bilgiyi öğrenme yerine bilgiyi yorumlama ve değerlendirme gibi üst düzey basamak kazanımlara yönelik sorular ağırlık kazanırken,  özelikle pandemi sürecinde okuduğunu anlamaya yönelik soruların daha fazla ağırlık kazanacağını söyleyebiliriz. Eğitimde fırsat ve imkan eşitliği ilkesi pandemi dönemi sınav sorularda görmemiz mümkün olacaktır. Sorular bir nevi kitap okuyan ve  kitap okumayan , çevresini gözlemleyen veya gözlemleyemeyen, düşünce dünyası zengin, yorum gücü yüksek olan öğrencileri seçmeye yönelik olacaktır. Bilgi düzeyini ölçecek soru sayısının çok az olacağını öğrencilerin LGS de Türkçe dersinde dil bilgisi sorularından muaf olduğundan anlaşılabilmektedir.  Bu bahsedilen faktörler tamamen bireyselleştirilmiş öğrenme etkinlikleri ile ilgilidir. Hedefleri olan , ders takibini herhangi bir yasal zorunluluk olmadan içsel bir güdü ile takip edecek öğrencilerin fark atacağı bir dönemden geçmekteyiz. Umarım öğrencilerimiz bunun farkındadır.