enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
37,9999
EURO
41,1895
ALTIN
3.693,08
BIST
9.044,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Çok Bulutlu
Pazartesi Çok Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
21°C
Çarşamba Çok Bulutlu
23°C
Perşembe Çok Bulutlu
20°C

“Satranç Kulüplerinin Çığlığı”

14.02.2025 18:14
219
A+
A-

“Satranç Kulüplerinin Çığlığı: Satrançta Yönetim Reformu Şart”

Son zamanlarda satranç yönetiminde yaşanan sorunlar, kulüplerin ve satranç severlerin tepkisini çekmeye devam ediyor. Yönetimin şeffaflıktan uzak tutumu, iletişim dilindeki yanlışlıklar ve kulüplerin sorunlarının göz ardı edilmesi, satrancın gelişimini olumsuz etkiliyor. Bunu bir önceki yazımda Antalya Türkiye Küçükler ve Yıldızlar şampiyonasında gözlemlediğimiz hatalar ile vurguladık.

Kulüplerin Sesine Kulak Verilmiyor; Satranç kulüpleri, yerel ve ulusal düzeyde birçok sorunla karşı karşıya. Özellikle maddi destek, organizasyon yetersizliği ve sporcuların haklarının korunmaması gibi konular kulüplerin en büyük şikayetleri arasında yer alıyor. Ancak mevcut yönetim, bu sorunları dinlemek yerine, alınan kararları kulüplere dayatma yoluna gidiyor. Bu durum, kulüplerin motivasyonunu düşürdüğü gibi, satrancın tabana yayılmasını da engelliyor.

Yanlış İletişim Dili Krizleri Derinleştiriyor; Satranç yöneticilerinin kulüpler ve sporcularla kurduğu iletişim dili, zaman zaman kırıcı ve dışlayıcı olabiliyor. Yapıcı bir diyalog yerine, eleştirilere sert tepkiler verilmesi ve katılımcı bir yönetim anlayışının benimsenmemesi, sektördeki gerilimi artırıyor. Yönetim ile satranç camiası arasındaki bu iletişim kopukluğu, satrancın ilerlemesini zorlaştırıyor. Arkadaşlar açık ve net söylüyorum Türkiye Satranç Federasyonu etrafınızda olan size yakın kulüplerden oluşmuyor. Bunun altını çiziyorum herkesi dinlemek zorundasınız. Bizden olanlar bize yeter kafasına girerseniz olmaz. Geçmiş dönemde muhalefet olanlar yanımızda olsun, bizden olanlar zaten bizden diyerek size destek verenleri göz ardı etmeye başladığınızda güç kaybı yaşarsınız ve kendi muhalefetinizi kendiniz yaratırsınız ki bu en tehlikelisi bence.

Çözüm İçin Ne Yapılmalı? Satrançta sürdürülebilir bir gelişim sağlanabilmesi için yönetimin daha katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir bir anlayış benimsemesi gerekiyor. Kulüplerin ve sporcuların görüşlerinin dikkate alındığı, açık iletişim kanallarının kurulduğu bir yönetim modeli, satrancın geleceğini daha parlak hâle getirebilir. Ayrıca, karar alma süreçlerinin daha demokratik bir yapıya kavuşturulması, güven ortamının yeniden inşasına katkı sağlayacaktır. Güven temeli çok önemli bunu sağlayamazsanız ağzınızla kuş tutsanız yaranamazsınız.

Satrancın gerçek potansiyeline ulaşabilmesi için yönetimde köklü değişikliklerin yapılması şart görünüyor. Aksi takdirde, bu değerli spor dalının ülkemizde hak ettiği yere ulaşması her geçen gün daha da zorlaşacaktır. Özellikle daha yapıcı ve ortak bir yapıya dönülmeli. Teknik kurulun ben bilirim benim dediğim doğrudur tavrından acilen uzaklaşması gerekmektedir. Bunun bedelini sporcular ve kulüpler çekmektedir. Antalya tam bir fiyaskoydu bu anlamda. Bu şekilde yüksek EGO ile devam edilirse spor birleştiriciliğinden kaotik ortama dönmeye devam edecektir. Geçmiş dönem Teknik kurulun hataları sporcuların iki yılını harcadı ELO kriter kararı ile. Allahtan FİDE müdahale etti de yanlıştan dönüldü. Bu yüzden öncelik şu EGO ve ben bilirim kafasından kurtulup eğitim kulüpleri ile ortak hareket etme yapısına dönülmesi gerekmektedir. Daha önceki yazılarımda da bahsettim, hiçbir hakem eğitim kulübünden büyük değildir, satrancı hakemler tek başına yönetemez. Eğitim kulüpleri olmadığı sürece sizin varlığınızın anlamı yok arkadaşlar. Ortak payda da harekete dönmelisiniz.

Uzmanlardan ve Satranç severlerden Gelen Tepkiler; Satranç camiasının önemli isimleri ve sporcular, mevcut yönetim anlayışına dair eleştirilerini sık sık dile getiriyor. Bunu sosyal medya veya basın üzerinde dillendirenler de oluyor. Burada doğru bulmadığım bir konuyu da belirtmek isterim. Eleştiri diliniz ve birilerine bir şey anlatmak için bel altı yazıları doğru bulmuyorum. Özellikle aile, kişilik ve özel konular ile eleştiri yapılmasını asla doğru bulmuyorum. Nasıl ki TSF’nin dilini eleştiriyorsak bizlerinde eleştiri dili önemli. Burada başkanın hakkını yiyemem kimseye bel altı vurmuyor. Kimsenin özelinden tehdit etmiyor, etrafında bunu yapmaya kalkacak olanları bile kendi frenliyor. Buna canlı şahit olduğum için lütfen eleştiri dilinizi doğru seçiniz. Bu tarz yaptırımlar sizlere de camiaya da zarar verir.

Uluslararası Örneklerden Ders Çıkarmak Dünya çapında başarılı satranç federasyonları incelendiğinde, yönetimde şeffaflık, kulüplerle iş birliği ve genç sporculara yönelik destek programlarının büyük önem taşıdığı görülüyor. Özellikle Avrupa’daki ve satranç anlamında önde gelen federasyonlar, sporcularına sağladıkları imkanlarla dikkat çekerken, Türkiye’de de benzer bir yaklaşım benimsenmesi gerektiği ortaya çıkarıyor.

Eğitim Kurulu başında fikirlerine ve kişiliğine çok değer verdiğim hocamın güzel hamleleri var, daha da olacaktır. Kendisi ile ara ara görüşme fırsatım oluyor. Kendisine de ifade ettiğim MEB ile ortak hareketlerin başlatılması, zorunlu dersler gibi konuları kendisine de ilettim gerekli aksiyonu alacaktır. Kendisine güvenim bu konuda tam, çok değer verdiğim bir konu olan antrenörlük konusu ile ilgili muazzam bir proje üzerinde olduğunu da biliyorum. Kendisine sevgilerimi sunuyorum.

Önümüzdeki Ciddi Sorunlar;

  • Kulüplerden gelen görüşler doğrultusunda, Kulüpler şampiyonasında oynayan takımlara da FM ve üstü bir yabancı sporcu oynatabilme hakkının tanınması,
  • Türk ülkelerinden olan bir FM veya üstü sporcunun yerli statüsünde oynayabilmesi,
  • Kulüpler de oynayan ve üst lige çıkan takımlardan sonraki 10 takımın direkt finallere katılım hakkının sağlanması,
  • Kız sporcuların daha aktif edilmesi için ilgili aksiyonların alınması hatta olabiliyorsa kızlar liginin kurulması,
  • Sporcu maliyetlerinin artmasından dolayı kulüplerin desteklerinin artırılması ya da havuz bir sponsorluk yapısı kurulup tüm kulüplerin yararlanabileceği bir yapıya dönmesi sağlanmalı, en kötü tüm kulüplerin sponsorluk bağlantıları için kaynak yaratılması için bir çalışma yapılabilir,
  • Yerel Yönetimlerin eğitim kulüpleri ile dirsek teması zorunlu hale getirilip onların fikirleri ile ortak hareket edilmesinin sağlanması,
  • Kulüpler ile hızlı iletişimin sağlanması için iletişin kanalları kurulup duyuruların anında aktarılacağı bir yapı oluşmasının sağlanması, gerekirse bir e-posta adresi ile taleplerin toplanması yapılabilir. Hızlı anketler ile kulüplerin fikirleri alınabilir,
  • Fide ve ECU turnuvalarına dışardan maddi katkı ile katılım hakkı sadece milli sporcular ve ünvanlı sporcular ile sınırlandırılmasını doğru bulmuyorum açıkçası. Özellikle yıldızlarda yarışan sporcuların kısıtlı sayıda milli takıma girmeleri ya da averaj ile kaçırmaları durumunda bedelini ödeyerek katılmasını engellemek sporcu gelişimin önüne geçmektir. Düşünün 5 kişinin milli takıma girdiği bir yaş grubunda sporcu aktif ve sürekli yurt içi, yurt dışı turnuvalarına gidiyor 1700 – 1800 bandı ve üstü sporcuların bu tarz turnuvalara giderek erken unvan alma şansının önünü kapatıyorsunuz. Bu kararı hangi kurul veya akıl önerip yönetim kabul ettiyse nasıl bir matematik hesapları var ise anlamak da güçlük çekmekteyiz. Milli takıma 5 kişi girmiş, maddi olarak da o tarz turnuvalara gitmek en az1500€ dan aşağıya düşmeyecek ise gitmek isteyenleri neden kısıtlanır mesela? Akıl tutulması resmen, bazı sporcuların kasıtlı gitmesini mi engellemek istiyorsunuz anlamış değiliz,
  • Lig tarihlerinin ve yerinin en az 3 ay önceden duyurulması ulaşım maliyetleri için önem kazanmaktadır,

Özetle, satranç yönetiminin daha kapsayıcı, şeffaf ve katılımcı bir yapıya kavuşması için ciddi reformlara ihtiyaç var. Yönetimin, tüm paydaşlarla sağlıklı bir iletişim kurarak satrancın gelişimine katkı sağlaması, sporumuzun geleceği açısından büyük önem taşıyor.

Keyifli Okumalar….

 

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.