Son zamanlara ülkemizde tasarruf tedbirleri kapsamında çalışmalar yürütülmektedir. Bu konuda atılan adımlar ekonomiye katkısı hiçbir zaman yadsınamaz ancak ülkedeki bir kesim bunu iliklerine kadar hissederken bazı noktalara dokunmamak elden değildir. Bunun başında sermayesi büyük ölçüde hazine müsteşarlığında bağlı devlet bankaları ve diğer devlet teşebbüsündeki kurumlardır. Devlet bankaları denilirken ilk aklımıza gelen Ziraat Bankasıdır. Ziraat bankasını herkes bilir ki reklama ihtiyacı olmayan bir kurumdur. Neredeyse kar kaygısı olmadan bütün ilçelerde en az bir şubesi vardır. Bu ilkeyle verdiği hizmet göz ardı edilemez. Ancak Ziraat Bankası futbolda sadece ismini verdiği Türkiye Kupasına 17.100.000 Dolar aktarıyor. Bu para Türk lirası cinsinde muazzam bir rakama tekabül etmektedir. Ziraat Bankası asıl işinin yanında taraftarsız bir spor klubü olması çok enteresan. Hiçbirimizin tutuğu takımlar arasında ziraat bankasını yoktur. Benim takımım Ziraat Bankasıdır diyene hiç rastlamadım. İllaki spora yatırım yapacak bir banka Anadolunun her tarafına kendi ismini taşıyan spor salonlarına yatırım yapabilir. Çiftçiye düşük kredi imkânı sağlayabilir. Az önce bahsettiğimiz Ziraat Bankasını Halk Bankasın da ve Vakıf Bank ta da durum farklı değil. Her birinin sponsor olduğu bir voleybol veya basketbol takımı vardır. Bir diğer sponsorluklarla devlet parasını gereksiz kullanan TRT nin maç yayınlarıdır. Kimilerine göre 100 Milyon dolar kimilerine göre daha düşük hiç önemi yok. Devlet televizyonu olan TRT Milli maçlar dışında maç yayın işine girmesi yasaklanmalıdır. TRT eğer çok yüksek gelire sahipse ülke iletişim alt yapısına yatırım yapmalıdır. Karı Türk Telekom bütçesine aktarılıp ülke internet alt yapısında kullanılmalıdır. Ülkenin başka gözde devlet teşebbüsü Türk Hava Yolları (THY) ‘dir . Dünyanın belki en kaliteli hava yolları markasıdır. Son zamanlarda A Jet ve Anadolu jet markalarıyla da ön plana çıkmaktadır. THY büyük sponsorluk bedeli ile EURO Basketbol Ligine sponsor olmasına da gerek yok zaten kalitesi bütün dünyada kabullenmiş onun yerine doğudaki uçak seferlerini artırabilir veya tasarruf tedbirleri kapsamında karıyla deprem konutları yapımı gibi sosyal projelere aktarabilir. Kısacası bir tasarruf tedbiri komisyonu ile bir rapor düzenlenip bilim insanı Abraham Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki piramidinde olduğu gibi piramidin altından değil üstünden başlanarak tasarrufa başlanmalıdır.