enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
39,6706
EURO
45,7795
ALTIN
4.297,56
BIST
9.203,37
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
26°C
İstanbul
26°C
Parçalı Bulutlu
Pazartesi Açık
28°C
Salı Az Bulutlu
31°C
Çarşamba Açık
31°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
32°C

TAHTA KİRLENDİKÇE GELECEK KARARIR !!

04.06.2025 14:57
92
A+
A-

TAHTA KİRLENDİKÇE GELECEK KARARIR !!

Türkiye genelinde düzenlenen satranç turnuvalarında son dönemde yaşanan bazı etik dışı uygulamalar, sporun ruhunu zedelemekte; özellikle çocuk ve genç sporcuların adalet duygusunu ve motivasyonunu olumsuz etkilemektedir.

🔍 Sorunun Özeti:

  • Aynı hafta içinde düzenlenen birden fazla turnuvaya aynı sporcuların kayıt yaptırması ve turnuvalara katılmaması sebebiyle, sisteme zamanında erişim sağlayamayan başka sporcuların hakları fiilen engellenmektedir.
  • Bazı kulüpler, özellikle belirli illerde, kayıt işlemlerini sistemli biçimde suistimal ederek, örneğin bir kulüp üzerinden “toplu kayıt” yapmakta; kayıtların son günü bu kayıtları silerek başka sporcuların alınması engelleniyor. Bu, düpedüz etik dışı bir manipülasyon.
  • Bazı organizatörler ise salon kapasitesi yeterli olmasına rağmen kontenjanı artırmamakta ve dışarıdan katılımı sınırlayarak yalnızca kendi sporcuları arasında ödülleri paylaşma yoluna gitmek için bir saatte kayıtların kapanmasını sağlıyor. Bu kişiler Belediyelerin kaynaklarını kendi çıkarları ve bağlı olduğu kulübün menfaati için mi kullanıyor diye sormadan edemiyor insan. Bu sporda organizasyon yapılacak sponsor bulmak çok zor iken. Hele belediyelerin bulunduğu ülkedeki durumdan dolayı böyle sponsorlukları hoyratça harcamak, bu işi yaparken de üzerinizdeki apoletleri kullanarak yapmak, eğitimci kimliği ile yapmak ciddi vahim bir konu. Hangi açıdan bakarsanız bakın bu spora ihanet eden kimliğe sahipsiniz demektir.

Daha vahim konu yarışmalarda yılların köklü kulüplerinin sporcularının başka rakip kulüp sporcularına sen düşman kulüp sporcusunun diyerek masaya oturması, ya da masa üzerinde psikolojik üstünlük sağlayacağını düşünerek çirkin ve etik dışı davranışlar ile rakibe sözlü zorbalık yapan kulüplerin antrenörleri sporcularına bunu mu öğretiyor? Sorsanız bilmem kaçıncı kademe antrenörüm derler ama eğitici eğitmen olamamışlar belli ki. Ya da bizden kaynaklanmıyor ya veliye ya sporcuya daha kötüsü kendi bünyesindeki başka antrenöre topu atarlar. Bir kulüp sporcusundan, Velisinden, antrenöründen bir haber yaşıyorsa kapatsın o kulübü burası çok açık. Bir önceki yazımda da bahsettim Velilerinde aşırı hırs ve egosu yüzünden bağlı oldukları kulüpleri de zora sokmaları da ciddi sorun. Burada kulüp tedbiri alacak sonuçta onun lisansını taşıyor sporcu. Bizler kendi kulüplerimizde çok açık ve net başta kurallarımızı belirliyoruz ve bu tarz davranış içinde olan bir tane oyuncuyu tutmuyoruz ve lisansını direkt iptal ediyoruz. Çünkü ticaret kaygısı taşımıyoruz. Herkesin buna öncelik vermesi gerekiyor. Bizler geleceğe yön verecek çocuklara ışık olmak istiyoruz. Üç tane çocuğun hayatına dokunalım bizden daha mutlu ve gururlusu olmaz. Hani sizler satranççınız bizler değilmişiz diye gelerek satranççı olduğunuz için her şeyden anladığınızı sanıyorsunuz ya, sizler satrancı taşlar ile oynana oyun olarak görüyorsunuz sorun burada, spor kafası ile bakmadığınız için satranççı değilsiniz ve olamazsınız burası net. Sonra akıl zekâ oyunu oynayanlara laf edip kendinizi üste görüyorsunuz, daha çok aş ekmek yemeniz lazım. Hep diyoruz “Herkes satranç oyuncusu olamaz, Herkes de satranç antrenörü olamaz” bu kafanın değişmesi şart. Adam oyuncu gittiği turnuvada yabancı oyuncuya karşı çıkmayarak +- veriyor. Kendi şehrindeki ilk open turnuvasında. Bir de ünvanlı hocayım diye caka satacaksın. Sen nasıl antrenör olacaksın bu kafayla?

Şimdi soruyorum:
Biz bu sporu yapan gençlere neyi öğreteceğiz?
Kazanmak uğruna hileyi mi?
Yoksa kaybetse bile ahlakı mı?

Bu tür uygulamalar; eşitlik, hakkaniyet, şeffaflık ve spor ahlakı ilkelerine açıkça aykırıdır.

🧭 Kulüplerarası Liglerde Yaşanan Etik Dışı Davranışlar:

Bazı illerde kulüp liglerinde, aynı şahıslara ait takımlar arasında “karşılıklı destek” sağlanarak maçlarda etik dışı ortamlar oluşturulmaktadır. Bu durum yalnızca sporun adil yürütülmesine zarar vermemekte, aynı zamanda emek ve yatırım yapan diğer kulüplerin haklarını da doğrudan ihlal etmektedir.

Liglerde “oyu olan kulüp güçlüdür” algısı yaratılmış, bu sebeple kulüpler ciddi yatırımlar yapmıştır. Ancak masa başı anlaşmalarla veya organize beraberliklerle bu emeğin ziyan edilmesi; uzun vadede hem sporcu hem veli hem de kulüp nezdinde ciddi güven kayıplarına yol açmaktadır. Geçen sene 5 maç üst üste berabere yapan ikinci lig bir il takımı haksız yere başka ilin takımını ligden düşürülmesi hala hafızalarda. Bitlis’teki sorunları temcit pilavı gibi sürekli konuşuyorsunuz da geçen sene beş maç üst üste berabere yaparak lig de kalan bir ilin takımını neden konuşmazsınız. Karaman’ın koyunu sonra mı çıkar oyunu? Bu senede bu oluşumlara önlem alınmaz ise averaj ile ya da bir şekilde lig de tutunamayan takımlar arasında çıkacak sorunları nasıl çözeceksiniz. KAOS geliyorum diyor önlem alınmaz ise.
Üstelik sponsor bulamayan kulüpler, yarışmalara kendi bütçelerinden harcama yapıyor. Onca emek, çaba, zaman… Peki federasyonun kulüplere verdiği destek ne kadar yeterli?
Verilen destekler sporcuların yeme içme masrafını bile karşılamazken, birilerinin düzeni bozulmasın diye adaleti menfaate göre mi şekillendireceğiz?

Konuya Pastırma Tüccarı kafası ile bakarsak bu işin içinden çıkılmaz. Bu mecra pastırma ticareti yapılan bir alan değil. Kaynağı olmayan sporu çocuklarımıza kazandırıp çocuklarımızın geleceğini inşa edeceğimiz bir alan. Tüccar kafasında olsak pastırma ticareti yapsın kulüpler o zaman bu sporla uğraşmasınlar.

📉 Çocuklara Ne Öğretiyoruz?

Sporun temel hedefi, yalnızca kazanmak değil; kaybederken bile ahlaklı kalabilmeyi öğretmektir.

Şayet çocuklarımıza kazanmak uğruna hile yapılmasını, rakibin hakkını gasp etmeyi, “her yol mubahtır” anlayışını örnek gösterirsek, geleceğin sporcuları değil, sistemin boşluklarını kullanan çıkarcı bireyler yetiştiririz.
Bu spor, sadece hamleleriyle değil, ilkeleriyle büyür.
Ve biz bu çocuklara neyi miras bırakıyoruz?

— Kazanmak için hile yapmayı mı?
— Kontenjanları tıkayıp fırsatları engellemeyi mi?
— Hak edenin değil, ‘sistemi kullananın’ kazandığını mı?

Soruyorum size:
Bu tabloda gerçekten kazanan kim?

⚖️ Çözüm Önerileri ve Çağrımız:

  1. Turnuva kayıt sistemleri yeniden düzenlenmeli, bir sporcunun aynı anda birden fazla turnuvaya kayıt yaptırarak kontenjanı bloke etmesi engellenmelidir.
  2. Turnuvaya kaydolup gelmeyen sporculara aşamalı olarak uygulanacak men cezaları getirilmelidir. Turnuvayı habersiz terk eden sporculardan rating düşürme gibi caydırıcı önlemler uygulanmalıdır. Buna kimse hukuksal bahaneler ile gelmesin lütfen. Bir yönetim kurulunun alacağı karara bakar, duyurursunuz herkes uymak zorunda kalır bu kadar net bir konu aslında. Tabi bu kararı alabilecek cesareti olan yönetimi de ayakta alkışlarız.
  3. Toplu kayıt giren kulüp ve antrenörlere ciddi yaptırımlar uygulanmalı, kasıtlı sabote edilen organizasyonlar için yapanlar için net biçimde cezalandırılmalıdır.
  4. Antrenörlerin etik denetimi artırılmalı; sporcuya düşmanlık pompalayan, ahlaki ilkeleri ihlal eden, iletişim ve örneklik vasfını yitirmiş antrenörlerin lisansları iptal edilmelidir.
  5. Milli takım antrenörlüğü, çok daha sıkı etik kurallarla denetlenmeli ve her başvurana açık bir pozisyon olmamalıdır. Sporcuların kişisel verilerine erişmek amacıyla farklı turnuva platformları kullanarak onların hesaplarına erişmeye çalışıp onlara hazırlık yapmaya çalışanlar, sosyal medya üzerinden uygunsuz (Silahlı Pozlar vermek gibi) davranışlar sergileyen kişiler bu pozisyonlara kesinlikle dahil edilmemelidir. Onları takip eden sporculara örnek olmalılar. Milli takım forması nasıl ağır ise her sporcuya verilmemeli ise o formayı taşıyanı çalıştıran hocanın da bir ağırlığı olmalı. Ahbap çavuş ilişkisi ile Milli Takım antrenörü olunmamalı. Bunların hepsi yaşandı ispatlı delilli TSF yönetimine iletildi nasıl bir önlem alınacak takip ediyor olacağız.
  6. Antrenör eğitmenleri, satranç bilgisi, iletişim yeteneği ve etik değerlere bağlılık yönünden ciddi süzgeçlerden geçirilmelidir. Yetersiz bilgi ve donanıma sahip kişilerin antrenör yetiştirmesi, zincirleme bir kalite ve ahlak erozyonuna neden olmaktadır. Nasıl ki şahsı muhteremin zamanında hakem eğitimlerini katıp karıştığını cümle alem bilirken aynı şahsın devamı olan kişilerin antrenör eğitimlerinde yeni yetişecek antrenörleri kendine benzetmesini asla istemeyiz.

📢 SONUÇ ve ORTAK SORUMLULUK:

Türkiye Satranç Federasyonu başta olmak üzere tüm organizatörler, antrenörler, hakemler ve kulüpler, bu sistemsel aksaklıkları gidermek üzere ortak sorumluluk almalı; satranç sporunun ahlaki değerlerini yeniden tahkim etmelidir.

Eğer bu yapılar hızla değişmezse; yalnızca birkaç çocuk değil, satrancın geleceği kaybedecektir.

Bizler çocuklarımıza dürüstlük öğretmek isteyen satranç aileleriyiz.
Hileyle kazanmayı değil, hakkıyla kaybetmeyi bile göze alacak karakterli bir gelecek istiyoruz. Her dokunduğumuz çocuğun geleceğine ışık, hayata bakışını değiştirmek istiyoruz. Düzenin adamı olmayı değil, herkese eşit “Vicdanı Hür Fikri Hür” etrafına ışık saçan gençler yetiştirmek istiyoruz.

Bir kulübün marka yüzü yetiştirdiği çocuklarıdır. Elbette ki başarıları dereceleri de marka yüzüdür. Ancak asıl marka yüzü bu dereceleri karakterleri ile birleştiren nesillerdir. Bu anlamda çok güzel örnek sporcularımızda var onların gittiği yolu bozmamalıyız. Onları her platformda yüceltmeliyiz ki onlarda kendilerinden sonraki kuşağa örnek olsunlar.

Siz hiç otizmli bir çocuğun ya da hiper aktif bir çocuğun bu sporla nasıl geliştiğini gördünüz mü mesela? Nereden nereye geldiğini gelişiminde nasıl yol kat ettiğini, hastalığını nasıl başka bir seviyeye geldiğini gördünüz mü yaşadınız mı? Yaşadık gördük biliyoruz. Şimdi bu çocuklara neyi nasıl örnek göstereceksiniz soruyorum size?

🎯 Sonuç Olarak:

🕊️ “Hile ile Tahtada değil, vicdanda kazananlar gelecek inşa eder.”

⚖️ “Adaletin olmadığı yerde şampiyonluk, sadece şekil değiştirir.”

👁️ “Görünmeyen hamleler, güveni bitirir.”

🧒 “Çocuklarımıza hileyle kazanmayı değil, dürüstlükle kaybetmeyi öğretelim.”

🧠 “Satranç yalnızca zekâ sporu değil, karakter eğitimidir.”

💬 “Ahlak dışı başarı, sporun kalbine atılmış sessiz bir darbedir.”

Aksi hâlde bu milletin evlatları, zekâsını değil, zulmü paylaşır.

“Zekâ ehline yol açılmazsa, yol bulanlar haritayı yakar.”

Keyifli Okumalar dilerim…..

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.