MAÜ’nün ev sahipliğinde 25. uluslararası beytülmakdis akademik sempozyumu gerçekleştirildi

Mardin Artuklu Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen 25. Uluslararası Beytülmakdis Akademik Sempozyumu, bu yıl “Akademi ve Siyonizm: Siyo-Soykırım, Uluslararası Toplum ve Küresel Vicdan” temasıyla gerçekleştirildi.

Sempozyum, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını akademik bir zeminde tartışarak, uluslararası toplumun sessizliğini ve küresel vicdandan yükselen itirazları masaya yatırdı.
İsrail’in, Siyonist projeyi hayata geçirme amacıyla başlattığı ve ikinci yılına giren Gazze merkezli saldırıları, sempozyumda insanlık tarihinin en büyük trajedilerinden biri olarak değerlendirildi. On binlerce sivilin hayatını kaybettiği, yüz binlercesinin ise açlık, salgın hastalıklar ve yerinden edilme gibi insani krizlerle karşı karşıya kaldığı vurgulandı.
Sempozyumda “Siyo-Soykırım” kavramı çerçevesinde, Filistin halkının uğradığı sistematik şiddet, İsrail hapishanelerindeki işkenceler ve toplu cezalandırma politikaları detaylı biçimde ele alındı.
Sempozyumun odaklandığı en önemli konulardan biri, uluslararası toplumun Siyonist soykırım karşısındaki tepkisizliği oldu. BM, NATO ve AB gibi uluslararası kuruluşların sessizliği, normlara dayalı uluslararası sistemin meşruiyetini sorgulatan bir unsur olarak değerlendirilerek uluslararası toplumun sessizliği mercek altına alındı.
Katılımcılar, özellikle Batı’nın savunduğu insan hakları ve evrensel değerlerin, soykırıma uğrayan taraf Müslüman toplumlar olduğunda nasıl işlevsizleştiğini akademik olarak analiz etti.

Sempozyumun açış konuşmasında, Mardin Artuklu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özcoşar, sempozyumun vicdanları harekete geçiren bir toplantı olduğunu belirterek,
“Bugün burada sadece akademik bir toplantı gerçekleştirmiyoruz; aynı zamanda insanlık vicdanını harekete geçirecek bir uyanışa katkıda bulunuyoruz. Filistin’de yaşanan vahşet karşısında sessiz kalan uluslararası toplumun bu tutumu kabul edilemezdir. Bizler üniversiteler olarak, bu zulmün karşısında dimdik durmak ve gerçekleri tüm açıklığıyla ortaya koymak zorundayız.” dedi.
Özcoşar, akademik camianın, küresel vicdanın sesi olması gerektiğini belirterek, bu tür sempozyumların Filistin mücadelesine entelektüel anlamda büyük katkı sunduğunu vurguladı.
Filistin çalışmalarının literatürüne katkı sunduğunu da ifade eden Özcoşar, sempozyumun yalnızca mevcut duruma dikkat çekmekle kalmayıp, aynı zamanda Filistin çalışmaları literatürüne akademik ve kavramsal katkı sunmasının da amaçlandığını belirterek “Siyo-Soykırım” kavramının daha derinlemesine ele alındığı bildirilerin, önümüzdeki süreçte kitaplaştırılarak kamuoyuyla paylaşılacağını da vurguladı.
Özcoşar, Siyonist baskılara rağmen medyada, akademide ve sanat çevrelerinde sesini yükselten kişi ve kuruluşların varlığının, insanlık adına umut verici bir tablo olarak gördüğünü ifade ederek, sempozyumun bu itirazların entelektüel ve etik temellerini tartışarak, adalet ve insan onuru için yeni bir mücadele zemini oluşturduğunu belirtti.

Sempozyuma, 150’ye yakın ulusal ve uluslararası akademisyenden oluşan katılımcı tarafından 150’ye yakın bildiri sunuldu.